İlk Adım -Tanışma
Kimim Ben?
Kendimi bir hamster gibi hissediyorum.
Anlatımlarımda metafor kullanmayı sevenlerdenim.
Sanırım,kendimi de son günlerde bu benzetme ile ifade etmek daha kolay geliyor bana..
Çünkü kendimle kurduğum iletişimde bu metafor; tüm düşüncelerimi,duygularımı, davranışlarımı kısa ve net bir şekilde tanımlıyor.
Sürekli yanaklarına yaşanmışlıkları doldurup duran ve bir çemberin içinde durmadan koşan ama bir noktaya, sona, hedefe bir türlü ulaşamayan bir hamster..
Yorulduğunda da olduğu yere yığılıp kalan ve uyanmak istemeyen bir hamster…Kıyamadığım, kızamadığım, tembel ve tontiş bir hamster hem de.
İşte bir hamster gibi çemberin içinde koşup durmak yorsa da bir o kadar da güvenli alan oldu bana.
Rahatsız eden, tatmin etmeyen bir güvenli alan…
Bu duyguları biraz açıklarsam;
Hem varım hem de yokum gibi..
Aslında herşey tüm açıklığı ile önümde. Yani ne istediğimi ve nasıl yol alacağımı biliyorum. Bir harekete geçsem o denli de kolay ilerleyecek benim için herşey ama sistemi öyle yerleştirdim, standartlaştırdım ki görevini tamamlamak adına koşup duran bir hamstera dönüşüyorum günden güne..
Sonunda ne oluyor biliyor musun?
O çemberin içinde sadece aynı yerde dönüp duruyorum,yoruluyorum,tükeniyorum, yetmiyorum. Yetersiz hissediyorum.
Rahatsız, tatminsiz, yetersiz..
Peki, yetersizlik duygusunu da biraz açayım.
MySignLife Youtube kanalımda, bir çok videoda Yaşam Çarkı konusundan ve konu başlıklarından bahsetmiştim. Konu başlıkları net olan ve kendini anlamak, anlatmak istediğinde işini kolaylaştıran bir uygulama olduğundan ben de kendimi sana Yaşam Çarkındaki başlıklarla anlatmaya çalışayım.
Mesela, Kariyer başlığı;
İş hayatına dair hayallerim vardı ve üniversiteden mezun olduktan sonra hayallerimi gerçekleştirme konusunda çok zorluklar yaşadım. İş bulmak o kadar kolay değildi, neredeyse İstanbul’un her noktasını tanır olmuştum iş görüşmeleri sayesinde..Bulduğumda da maalesef devamlılığını sağlamak kolay olmamıştı. Birçok kurum ya da kuruluşun sınavlarını, mülakatlarını geçsem de hep aynı yerde takılıp kalmıştım. Referans, tanıdık, torpil, kıyak sen adına ne dersen..İşte bu kelimeler ayağıma çelmeleri takmıştı. Üniversiteden sonra canım 20’li yaşlarım idealist bir genç kızın bolca iş bulma sorunları arasında bolca koşturması ile hızlıca tükenip gitmişti. Sonunda ise; yine sınav kazanarak, mülakatları geçerek bir şirkette tam da hayallerimi gerçek kılarak Reklam bölümünde işe başlamıştım. Bu işyeri, hayatımın tam 16 senesini kapladı.
Ama ne oldu biliyor musun?
Bilgi ve deneyimlerimin karşılığını bir türlü alamadım. Hem de neden? Ayak çelmeciler daha çetin hale gelmişlerdi.30’lu yaşlarım ise; hala idealist mizaçla, bu insanlarla bilgi ve deneyimlerimi kullanarak mücadele etmekle geçti.40’a 1 yıl kala da yere yapıştım kaldım. Sonunda yine ayağa kalktım, yine mücadele ettim, egomu sağlıklı kullanarak kaybettiklerimi geri aldım ama tüm o duyguları şu an tarif etmek istesem inan daha geniş zamana ihtiyacım olur. Tek diyebileceğim 1 ileri 2 geri ile yoruldum. Hala kurumsal hayatın içindeyim ve sonuç; yetersiz hissediyorum kendimi.
Kişisel gelişim alanına gelince ise; üretmeyi aşırı seviyorum. Severek yaptığın işte hiç çalışmazsın denir ya..İşte bu alanda ben de kendimi aynen böyle hissediyorum. Çünkü danışanlarımla birlikte hayatlara dokunmayı, yol almayı seviyorum. Ancak bu sefer de zamanımın yetersizliğinden dolayı az sayıda danışanımla birlikte yol alabiliyorum. Hatta bu yüzden; sosyal medya hesaplarımı, youtube kanalımı aktive ettim.Onları hazırlarken inanılmaz keyif alıyorum ama çıktılarına baktığımda yine tam da istediğim kalitede olmuyor. Bu durumda beni rahatsız ediyor çünkü planladıklarımın hep gerisinde ve yetersiz seviyede ilerleyebiliyorum MySignLife’da…Oysaki neler neler yapmak istiyorum. Yetersiz kalıyorum.Yani bunu hissediyorum.
Kendi kişisel gelişimime gelince ise; eğitimlerimi devam ettiriyorum. Yarım bıraktığım İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’ne devam ediyorum, ICF PCC unvan süreçlerime devam ediyorum. Bunlara rağmen zaman 7 gün 24 saat ve yetmiyor, projeler yetmiyor, sanki ben yetemiyorum.
Böyle gülümsediğime bakma.
Aynı durum Parasal konularda için de geçerli.
Bugüne kadar kazandıklarımı hep farklı yatırım kanallarında değerlendirmeye çalıştım. Her nasıl başarıyorsam dolandırıcı müteaahide, düşen hisseye, döviz kuruna denk geldim. Ne yaparsam yapayım bu konuda hep yetersiz kaldım. Sadece paramı kurtarayım ona fitim moduna döndüm zaten bir süre sonra da…Oysa ki yılların emekleri nasıl bu kadar değer kazanamaz, anlamakta bile yetersiz kaldım.Yok da olmuyor, bol da olmuyor. Ne öldürüyor, ne olduruyor.
Çok mu arabesk olmaya başladı bu paylaşım?
Neyse kaldığım yerden devam edeyim.
Aile, arkadaşlar konusunda da tüm koşturmalarımın sonrasında aynı duyguyu hissediyorum biliyor musun? Ya bir türlü onlara yetmiyorum ya da onlara yetmek için kendimden, zamanımdan taviz verip kendime yetemiyorum. Dedim ya koşmakla meşgulüm.
Sonunda Sosyal hayat nerede? Eğleniyor muyum? Tatmin seviyemi soruyorsan...Onda da kendime yetmiyorum, yetersiz kalıyor herşey, kalıyorum.
Bir de Özel Hayat var tabii.
Ben kariyerini ön planda tutup evliliğe yanaşmayan kadınlardanım.
Bu hatalı bir tercih miydi?
Belki bu konuda konuşmak istersek söylerim. Ancak diyebileceğim, bu konuda bazen kendimi yetersiz, bazen ise karşımdakini bana karşı yetersiz olarak hissediyorum. Neden mi? Nedeni çok basit. Benzer benzerini çeker. Kendim gibisini çekip buluyorum. Cesaret konusunda yetersizim. Cesur olmayanı kendime çekiyorum. Sanırım bu alan komple yetersiz, yetersiz diye devam edebilir.
Ve tabii ki Sevgili Bedenim. Resmen hantal, hareket etmek istemeyen bir bedene dönüştü. Günün anlam ve önemini en iyi yansıtan da bedenim diyebilirim. Sanırım en acımasız olduğum alanda o. Yani diğer alanlarda hissettiğim olumsuz duyguların sonrasında sanki cezalandırır gibi sadece yeme işlemini gerçekleştiriyorum. Hırsımı, kızgınlığımı gideriyorum bir nevi..Hareket de yok. Sonunda kendi kendini egale eden, kendi rekorunu üst seviyeden kıran 89,4 kg bir kadına dönüşmüş durumdayım. Aslında biliyor musun, bu konuda da kendimi yetersiz hissediyorum.
Kararlılık konusunda yetersizim. Kendini iyi tanıyan biri olarak neye alerjim var, ne yersem rahatsızlanırım, nasıl hareket edersem ilerlerim, metabolizmamı nasıl aktif ederim, detaylarıyla bedenimi çok iyi tanıyorum. Yıllarca kaç kere diyet yaptım, özel programlara kaydoldum,spor yaptım v.s.. Şimdi bakıyorum da sadece kararlılık değil kendimle kurduğum iletişim konusunda da yetersizleşmeye başladım.
Yaşam Çarkım nasıl ama?
İşte bu çarkın içindeki dönüp duran beni özetledim sana ve evet, en temel hissettiğim duygu bu yetersizlik.
Rahatsız ve tatminsiz olsam da bu duygularla yaşamaya da alıştığımın farkındayım.
Bu yüzden, bu kadar zaman değiştirmek için kararlar alsam da adım da atmadım.
Bu yüzden, davranışlarım belki de daha fazla mücadele etmek istemediği için ya da emek vermek istemediği için aynı çemberin için de koşarak ama hareket etmeyerek ilerlemeye devam ediyor.
Peki, tüm bu anlatımlarım sonunda ne mi hedefim?
Önümde 11 ay var.
6 Haziran - 6 Aralık - 6 Mayıs şeklinde de programlı ama bu zaman programının ne olduğu ben de saklı.
Sadece diyebileceğim; bu süreyi en iyi şekilde kullanmak hedefim.
Diğer konulara da sonra bir göz atarım.
Ne de olsa domino etkisi de var öyle değil mi?
Tek diyebileceğim, sonraki görüşmemizde detayları ile Eylem Planımı seninle paylaşacağım. Önce bir deneyimlemek ve kendi yolumu kendim görmek istiyorum.
Ve tabii ki bir hamster gibi Yaşam Çarkımın içinde dönüp dönüp durmaktansa çemberimi önce sabitlenip kaldığın yerden söküp almak, bu 11 ay içerisinde çemberimle birlikte yol almak, 11 ay sonra çemberimi de bir kenara bırakıp rahatça hareket etmek istiyorum.
*** Sence bu hedeflere başarı ile ulaşılır mı? Bu eylem planı çalışır mı? ;)
Bir sonraki görüşmemize kadar ödevlerim de var tabii.
· Kişisel değerlerimi yazmak ki benim için taşıdıkları anlamları ile birlikte...
· Hedefime ilerlerken 4 sütun oluşturup , sanırım bunu dijital ortamda yapmak istiyorum,
Bırakma Zamanı, Koruma Zamanı, Geliştirme Zamanı ve Değiştirme Zamanı diye konuya dair detaylarımı kaydetmek,
· ' Sabotajcım’ yani beni bu süreçte engeleyebilecek olan her ne ise onun bir resmini boş kağıda çizip çizerken neler hissettim, bana neler söyledi? onları not etmek.
İlk görüşmemizi bitirmeden önce vedalaşmak istediğim biri var bu arada...
Bugüne kadar ben olduğum için ve beni buraya, şu ana, bu karar aşamasına getirdiğim için kendimi seviyorum ve kendime çok teşekkür ediyorum.
Bu süreçte yaşadığım olumsuz tüm enerjiler için ve bunların çözümünü ertelediğim için de kendimden özür diliyorum. Kendimi affediyorum.
Bugün olduğum kendime veda ediyorum.
Görüşmek dileğiyle...
Sevgi ile kal
コメント